26 Mayıs 2016 Perşembe

ÇÖL KRALİÇESİ

Çöl Kraliçesi Filminin Özeti




Film İngiliz İmparatorluğu'nda siyasi bir figür olan Gertrude Bell'in hayatını bilinmeyen yönleriyle beyazperdeye taşıyor. Meraklı ve maceracı bir kadın olan Gertrude İngiltere’nin dışındaki hayata merak duyar ve görmek ister. Elçilikte görevli olarak Tahran’a gider, burada elçilik sekreteri Henry Cadogan’a aşık olur. Bu aşk yanlış anlaşılmış kişilerle birlikte hayat boyu sürecek bir maceranın başlangıcı olacaktır.

 Gertrude Bell, Kraliçe Victoria döneminin seçkin bir ailesi ve ayrıcalıklı çevresi içinde yetişmesine karşın, bu çevrenin sunduğu nimetlere sırt çevirip yaşamını Arabistan çöllerinde sürdürmeyi yeğliyor. Arap dünyasını önce bir gezgin, sonra araştırmacı olarak dolaşıyor. Bölgeyi karış karış gezerek haritalar çıkarıyor, kazılara katılıyor. Çeşitli aşiretlerden ve hiziplerden siyaset adamlarıyla ve dinî liderlerle olduğu kadar halkla da kaynaşıyor. Bell’in Arabistan’da böylesine benimsenmesi, I.Dünya Savaşında İngiliz istihbarat servisinin onu en uygun kişi olarak görevlendirmesiyle sonuçlandı. Arabistanlı Lawrence olarak bilinen T.E.Lawrence’ı de bir anlamda yetiştiren, ona yol gösteren, akıl hocalığı yapan, onun nüfuzlu kişilerle ilişki kurmasını sağlayan da Gertrude Bell oldu.. O dönemde İngiltere’nin en güçlü kadını durumuna gelen Gertrude Bell, başta Irak olmak üzere Arap yarımadasındaki ülkelerin sınırlarının çizilmesinde belirleyici oldu.

Çöl Kraliçesi, yani Bell’in bizim için örnek olacağını düşünüyorum. Çünkü babsı ona Tahrana gitmesi gerektiğini söylüyor ve Bell’de Tahrana gidiyor. Burada bir çocuğa aşıa aşık oluyorilk defa olarak.Ancak babasının vefat ettiğini öğrenince Tahrandan dönmek zorunda kalıyor. Ve bu zaman çocuk Bell’in dönmeyeceğini düşünerek intihar ediyor.  Sonra aşık olduğu adam ise evli çıkıyor ve onun evli olduğunu öğreniyor ama yine vazgeçmiyor. Adam ona savaştan gelince karısından boşanıp onunla evleneceğini söylüyor. Onu bekliyor ama savaşta öldüğünü duyunca çok kötü oluyor.  Bell ikinci hayal kırıklığını yaşıyor. Her ne kadar aşktan yana şanslı olmasa da, her ne olursa olsun kendi tek başına ayakta duruyor. Ve kendi elçiliklerden izin alıyor gitmek istediği yere gitmesi için ama onun için tehlikeli olacağı için izin vermiyorlar. Ama o bunların hiçbirini dinlemiyor ve Arap ülkelerini develerle ve kendi yardımcısı ile geziyor, çok güzel propaganda yürütüyor ve herkes onu çok seviyor hatta evlenmek isteyende oluyor sonuçta Bell çok güzel bir kadındır. Ama herkese yalan söylüyor. Evli olduğuyla onları kandırıyor. Ben doğrusu cesaretine, aşkına esasta güzelliğine hayran kaldım…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder